Beyaz etçiler ihracat için AB ve Çin kapısını zorluyor

Hamit VAROL

Türkiye’nin su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatı geçen yıl yüzde 14’lük gerilemeyle 3.5 milyar dolara indi. Bu ihracatın içinde kanatlı yani beyaz et sektörünün büyüklüğü ise 807 milyon dolar. 2022 yılında 1 milyar dolar ihracata yaklaşan sektör, dünyadaki korumacı uygulamaları nedeniyle kan kaybediyor.

İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği (İSHİB) Başkanı Müjdat Sezer, başkan yardımcısı Oğulcan Sagun ve yönetim kurulu üyeleri Vehbi Merzeci, Kemal Babila, Ömür Oral, Ahmet Kaan, Alper Şölen ve Genel Sekreter Doğuş Tozanlı ile birlikte düzenlediği toplantıda sektörün sorunlarını anlattı. İSHİB Başkanı Müjdat Sezer, Çin ve AB’nin tavuk ürünlerinde Türkiye’ye kapılarını kapattığını söyledi.

“Ürünümüz kaliteli ve ucuz”

AB’nin kendi sanayicisini korumak Türkiye’den beyaz et girişine izin vermediğini kaydeden Sezer, şunları söyledi:“Türkiy e su ürünleri ve balıkta AB’nin en büyük tedarikçisi. Ancak tavuk ve ürünlerinde kapılar kapalı. Çünkü malımız kaliteli, lojistik avantajımız var ve daha ucuza üretebildiğimiz için bizimle rekabet edemeyeceklerinden karşı çıkıyorlar. Bu sektörün ihracattaki geleceğini kurtarmak ve daha da geliştirmek için 12 milyar dolarlık AB pazarına mutlaka girmeliyiz.

Tarım ve Orman Bakanlığımız ciddi ve etkili bir şekilde muhatapları ile masaya oturmalı ve AB pazarın açılması için sektöre destek vermeli.”Çin pazarının da yeniden açılmasını beklediklerini kaydeden Sezer, “Özellikle tavuk pençesi ve taşlık çok talep ediliyor. Geçmişte Çin’e tavuk pençesi ihracatı 200 milyon dolara kadar yükselmişti. Çin pazarının yeniden açılması için de bakanlıktan destek bekliyoruz. Çin pazarı açılırsa ihracatımız bir anda 300 milyon dolar artar” ifadelerini kullandı.

“Kırmızı et fiyatı arttıkça beyaz et tüketimi hızlanıyor”

Türkiye’de 22 kilogram olan kişi başına tavuk eti tüketiminin 20 kilograma kadar gerilese de kırmızı et fiyatlarındaki artışla birlikte yeniden yükselmeye başladığını kaydeden Sezer, “Türkiye ürettiği beyaz etin üçte birini ihraç ediyor. İhracatın yarısının gerçekleştirildiği Irak, kendi üretimini artırmak için yatırımlar yapsa da daha uzun yıllar Türkiye’nin önemli pazarı olma özelliğini sürdürecek. Söylenenin aksine bizim sektörümüzde ihracat iç piyasayı da destekliyor” diye konuştu.

“Fırsatçı denmesi zorumuza gidiyor”

Ramazan ayıyla birlikte beyaz et sektörüne ‘fırsatçı’ suçlaması yapılmasının zorlarına gittiğini vurgulayan Sezer, üretim maliyetlerindeki yüksek artışlara rağmen, tavuk etinin yumurtadan sonra tüketici açısından halen en ucuz protein kaynağı olduğuna dikkat çekti. Sezer, “Başta enerji ve yem olmak üzere, işçilik, hammadde fiyatlarının aşırı yükseldiği bir ortamda sadece sektörü suçlamak doğru değil. 100 gram protein almak için yumurtaya 29, tavuğa ise 32 lira ödeyen tüketiciler, aynı miktar protein için pirince 85, patatese 95, kıymaya 149, dondurmaya ise 314 lira ödüyor” dedi.

“Mecburen yabancı işçi çalıştırıyoruz”

Müjdat Sezer, yabancı işçi çalıştırılmasına yönelik sektöre yapılan eleştirilere de cevap verdi. Sezer, “Yüksek ücret versek de çalıştıracak işçi bulamıyoruz. 7-8 saat boyunca aşırı kokunun olduğu bir ortamda insanlar çalışmak istemiyor. Bizim de fabrikalarımızın çalışması lazım. Bu nedenle yurt dışından işçi getiriyoruz. Türkiye’deki insanlar daha çok temiz işleri tercih ediyor. Biz de ithal işçiye başvuruyoruz” şeklinde konuştu.

Yumurtada 2 milyar dolarlık pazar var

Ömür Oral: Yumurta ihracatı 2023’te yüzde 4 artarak 465 milyon dolar oldu. En fazla ihracatı 111 milyon dolarla BAE’ye 77 milyon dolarla Irak’a ve 57 milyon dolar ile Suriye’ye yaptık. Dünyada 2 milyar dolarlık bir pazarı var. Türkiye 200 milyon dolarlık ihracatla bu pazarın yüzde 10’unu karşılıyor. Kuluçkalık yumurtada dünyada 7 sıradayız. Sibirya’ya Ortadoğu, Afrika ve Türk Cumhuriyetlerine ihracat yapılıyor. Kilogram başına ihracat birim fiyatı 5 dolar seviyesinde. Her yıl yüzde 10 büyüyoruz. 2 yıl içinde Türkiye ilk 5 arasına yerleşmiş olur.

“Hollanda’nın tekelini kırdık”

Oğulcan Sagun: 2023’te 1,7 milyar dolarlık ihracat yapan su ürünleri sektörünün 2024 yılı hedefi 2 milyar doları yakalamak. Türkiye’de kişi başına yıllık balık tüketimi 8 kilodan 6 kiloya düştü. 3 tarafımız denizlerle çevrili olsa da yeterli balık yok. Bu yüzden balıkçılarımız Afrika’ya açıldı. Moritanya, Senegal ve Sierra Leone’de avcılık yapıyorlar. Yakaladıkları balıklar da balık unu fabrikalarına satıyorlar. Eskiden Hollandalılar bu bölgelerde tekel oluşturmuştu. Bizim balıkçılar bu tekeli kırdığı gibi Türk yatırımcılar o bölgelere balık unu fabrikası kuruyor.

“Kırmızı eti pahalı üretiyoruz”

Alper Şölen: Türkiye, kırmızı etin en pahalıya üretildiği ülkelerden. Yüksek girdi maliyetleri nedeniyle tüketim düşüyor. Hayvan varlığımız azalıyor. İstanbul olarak 175 milyon dolarlık ihracat yaptık. Türkiye’de tüketilmeyen hayvan mesaneleri, bağırsak ve sakatat gibi ürünleri Çin’e, mide, işkembe, ayakları Afrika’ya, kuyruk yağını Ortadoğu’ya satıyoruz. Sektör, ortalama 8-9 dolar kg fiyatı elde ederken, sosis kılıfı olarak AB ülkelerine satılan koyun bağırsağında fiyat 28 dolarlara ulaşıyor. Hayvan varlığının yetersizliğinden ürün bulamıyoruz.

“Düşük kur ihracatı etkiliyor”

Ahmet Kaan: Süt ürünleri sektörü 2023’te 268 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Dünyada ilk 10 içindeyiz. Birçok firma, AB ülkelerine ihracat için gerekli izinleri almasına karşın, orada büyük üreticilerin bulunması ve rekabet nedeniyle üretimin az olduğu Ortadoğu ülkelerine ihracat yapıyor. Süt tozunun etkisiyle 700 milyon dolara kadar çıkan ihracat, doların yeterince artmaması nedeniyle 2023’te 300 milyon dolara geriledi. Yüksek enflasyona rağmen dövizin stabil kalması sektörün üretim gücünü zayıflattı.

“Bakanlık görüşümüzü almadı”

Kemal Babila: Tarım ve Orman Bakanlığı, su ürünü yetiştiriciliğinde, tek bir ürün ya da ürün grubu bazında birlik kurulabilmesine ilişkin düzenleme yaptı. Buna göre, su ürünü yetiştiriciliğinde ürün bazında birlik kurulabilecek. Bakanlık böyle bir adım atarken bununla ilgili bizim sektörden görüş almadı. İnşallah başarılı olurlar. Ancak bununla ilgili zaten mevcut birlikler vardı. Anladığımız kadarıyla daha önce üretim kapasitesi 300 tonu aşan firmalar bir araya gelerek birlik kuruyordu. Şimdi bu 80 tona düştü. Böylece pazarlama güçleri artacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir