BAHÇELİ’YE MHP’DEN DESTEK YOK
Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nün 25 Ekim’de yaptığı “Terör ve Açılım” başlıklı araştırmasında çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Abdullah Öcalan’ın TBMM’de DEM Parti grubunda konuşma yapmasını önerdiği “açılımı”, derin siyasi ve toplumsal dalgalanmalara yol açmaya devam ediyor. Bu süreç, siyasi tabloyu hızlıca değiştiren sonuçlar doğurmuş durumda. Bahçeli’nin partisi MHP, kararsızlar dağıtıldığında oy oranını yüzde 7,5’e düşürmüşken, önceki ayda yapılan araştırmada bu oran yüzde 11,7 idi. Bu durum, MHP’nin seçmenlerinin üçte birinden fazlasını kaybettiğini gösteriyor.
Bahçeli’nin grup konuşmasında kullandığı ifadelerle ilgili olarak yapılan bir anket, katılımcıların yüzde 73,5’inin Bahçeli’nin önerisine katılmadığını ortaya koyuyor. MHP seçmenleri arasında bu öneriyi destekleyenlerin oranı ise yalnızca yüzde 27,2. DEM Parti seçmenlerinin ise Bahçeli’nin önerisini destekleyen oranı yüzde 62 olarak belirlenmiş. AKP seçmenlerinde ise Bahçeli’nin sözlerine katılanların oranı yalnızca yüzde 20,1 düzeyinde kalıyor.
Bu gelişmeler, MHP’nin siyasi pozisyonunun zayıfladığına ve diğer partilerin, özellikle DEM Parti’nin, bu süreçte daha fazla destek topladığına işaret ediyor. Bahçeli’nin önerisinin getirdiği tartışmalar, MHP’nin tabanında derin bir hoşnutsuzluk yaratırken, bu durumun, partinin genel seçimlerdeki performansına da olumsuz yansıdığı görülüyor.
CHP’NİN OYU GERİLEDİ
Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’la ilgili önerisinin ardından, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in sürece hızlıca dahil olması, CHP için yüksek maliyetler doğurmuş durumda. CHP’nin oyu, kararsızlar dağıtıldığında yüzde 26,9’a gerilemişken, geçen ay yüzde 32,7 ile birinci parti konumundaydı. Bu, CHP’nin 5,8 puanlık bir kayıp yaşadığını ve önceki ayki seçmenlerinin yüzde 17,8’ini yitirdiğini gösteriyor. Özel’in “Kürtlere teklif” ve “Türkiye Cumhuriyeti’nin sahibi olma” gibi ifadelerine yapılan anketlerde, toplumun yüzde 73,2’sinin bu sözlere katılmadığı görülüyor. CHP seçmenleri arasında ise bu ifadeleri destekleyenlerin oranı sadece yüzde 24,2. Yani her dört CHP seçmeninden üçü, Özel’in sözlerine karşı çıkıyor. DEM Parti seçmenleri ise bu ifadeleri destekleme oranında yüzde 61,4 ile dikkat çekiyor; bu oran Bahçeli’nin sözlerine olan destekle benzerlik gösteriyor. Bu durum, CHP içindeki bölünmelere ve seçmen tabanında oluşan rahatsızlığa işaret ediyor.
AKP’DE DURUM NE
AKP’nin oyu, kararsızlar dağıtıldığında yüzde 32,1 olarak belirlenmiş. Geçtiğimiz ay yapılan araştırmada ise oy oranı yüzde 28,9 ile ikinci sıradaydı. Sonuç olarak, 3,2 puanlık bir artış ve CHP’nin 5,8 puanlık gerilemesiyle AKP, birinciliği yeniden kazanmış durumda. Bahçeli’nin önerileriyle başlayan süreçte, AKP ve Erdoğan, kamuoyu önünde dikkatli bir tutum sergileyerek seçmenler nezdinde konumlarını korumayı başardılar.
Öcalan’ın ailesiyle dört yıl aradan sonra fiziksel teması, AKP’nin bu yeni sürecin ana aktörü olduğunu ve küçük ortağının durumunu güvence altına alarak siyasal risk yönetiminde iyi bir pozisyonda bulunduğunu gösteriyor. CHP yönetiminin, siyasal riski yüksek bir projede iktidarın büyük ortağı olarak oyunu artırırken ciddi kayıplar yaşaması, AKP’nin siyasi gündemi belirleme gücünün yanı sıra CHP’nin bu duruma karşı etkin bir savunma geliştiremediğini ortaya koyuyor. Bu durum, CHP’nin AKP’nin yükselişine karşı etkili bir strateji oluşturamadığını gösteriyor.
ÖCALAN İÇİN NE İSTENİYOR
“Öcalan için devlet ne karar vermeli?” sorusuna katılanların yüzde 45,5’i “İdam edilmeli” yanıtını verirken, yüzde 33,2’si mevcut durum olan “Ömür boyu hapis cezası” seçeneğini tercih ediyor. İdam isteyenlerin toplam oranı, mevcut durum ve yasalarımızda bulunmayan bir üst ceza durumunu da dikkate aldığımızda yüzde 78,7’ye ulaşıyor. “Serbest bırakılmalı” diyenlerin oranı ise yüzde 5, “Ev hapsine alınmalı” diyenler ise yüzde 4,9 ile toplamda yüzde 9,9 ediyor. İdam talebinde bulunanların partilere göre dağılımında, Zafer Partisi seçmenleri yüzde 63,2 ile en yüksek orana sahip. MHP seçmenleri yüzde 57,4, İyi Parti seçmenleri ise yüzde 59 ile onları takip ediyor. AKP seçmenlerinin de yüzde 52,4’ü Öcalan’ın idam edilmesini istiyor. Öcalan’ın serbest bırakılmasını destekleyenlerin oranı ise en yüksek yüzde 39,6 ile DEM Parti seçmenlerinde görülüyor. Eğitim düzeyi arttıkça idamı destekleyenlerin oranının da yükseldiği kaydediliyor. 45 yaşından küçük bireylerin her iki kişiden birinin Öcalan’ın idamını istediği belirtiliyor; bu oran yaş ilerledikçe azalma gösteriyor.
TERÖR SORUNU NASIL ÇÖZÜLÜR
Katılımcıların yüzde 44,9’u PKK terörünün silahlı mücadeleyle sona erdirilebileceğini düşünürken, yüzde 32,3’ü bu durumun müzakereyle çözülebileceğini savunuyor. Müzakereyi uygun bir yöntem olarak gören bu yüzde 32,3’lük kesimin, Bahçeli ve Özel’in sözlerine yeterince destek vermemesi dikkat çekiyor; her iki liderin “açılımlarına” olan destekleri yüzde 20’nin altında kalıyor. Bu durumun, liderlerin toplumsal hassasiyetleri yeterince dikkate almadan özensiz bir retorikle konuyu ele almalarının bir sonucu olduğu söylenebilir. Sorular arasında “İstediklerini vererek” seçeneğini sadece yüzde 2,5’lik bir kesim tercih ederken, bu oran DEM Parti seçmenlerinde de yalnızca yüzde 3,6’ya ulaşabiliyor.
Kürtlerin Türklerle eşit hak ve özgürlüklere sahip olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 74, bu hakların olmadığını düşünenler ise yüzde 22,2’dir. Ana dili Kürtçe olan bireyler arasında eşit hak ve özgürlüklere sahip olmadığını düşünenlerin oranı yüzde 50,5 olarak belirlenmiştir; bu oran DEM Parti seçmenlerinde yüzde 61,1’e yükselmektedir. Ana dili Türkçe olanlar arasında ise Kürtler ve Türklerin eşit haklara sahip olmadığını düşünenlerin oranı yüzde 17,9’dur.
ZAFER PARTİSİ VE İYİ PARTİ’DE YÜKSELİŞ
Sürecin henüz başlangıcında, ana muhalefetin ağır bir siyasal bedel ödemesine rağmen, AKP kendisini koruyarak sürecin ana mimarı olma rolünü sürdürüyor. Bu durum, AKP’nin yönetim kabiliyeti açısından CHP’nin oldukça önünde olduğunu gösteriyor. İktidarda olmanın getirdiği siyasal riski üstlenen AKP, iktidar namına ödenecek bedeli MHP’ye yükleyerek avantaj elde ediyor. MHP’nin bu yük nedeniyle erimesi ve CHP’nin irrasyonel pozisyonları, iki muhalefet milliyetçi partisinin desteğini artırıyor. Geçtiğimiz ay kararsızlar dağıtıldığında Zafer Partisi’nin oy oranı yüzde 4,7’den yüzde 8,4’e, İyi Parti’nin ise yüzde 3,6’dan yüzde 6,2’ye yükseldi. Bu, Zafer Partisi’nin oylarını yüzde 78,7, İyi Parti’nin ise yüzde 72,2 artırdığı anlamına geliyor. MHP, bu süreçte ilk kez en büyük seçmen desteğine sahip milliyetçi parti konumunu kaybetti. Zafer Partisi yüzde 8,7 ile MHP’nin yüzde 7,5’lik desteğinin önüne geçti. Eğer bu erime devam ederse, İyi Parti’nin de MHP’yi geçmesi muhtemel.